5237 VE 765 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU BAKIMINDAN İHKAK-I HAK (KENDİLİĞİNDEN HAK ALMA) DÜZENLEMESİ

 

İhkak-ı Hak; bir kimsenin sahip olduğunu iddia ettiği hakkını görevli makamlara başvurmadan, kendiliğinden kişi veya eşya üzerinde kuvvet kullanarak almasıdır. Bu durum, hukuk âleminde hoş karşılanmamakta ve kamu düzenini olumsuz etkilemektedir.

765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ihkak-ı hak suçu ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmiş ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda bu suç ayrı bir suç olarak düzenlenmemiştir. Bu suçun ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmesi hususu tartışmalıdır. Şöyle ki; bazı yazarlar bu suçun ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmesine gerek duymamış, kişinin kendi hakkını cebir kullanmadan almak istemesinin suç teşkil etmeyeceğini belirtmişlerdir.(1) Kuvvet veya zor kullanılması durumunda ise ayrıca bir suça ihtiyaç olmayacaktır.(2) Çünkü bu halde zaten ceza kanununda düzenlenmiş olan suçlardan biri duruma göre oluşabilecektir.

Bazı yazarlara göre ise(3) ihkak-ı hak suçu ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmeli, bu hususta failin suç işlemedeki saikinin önemli olduğu ve salt bu saike göre suçun niteliğinin belirlenebileceği ve sırf bu nedenle dahi bu suç tipinin ayrı olarak düzenlenmesi gerektiği(4)söylenmektedir. Ayrıca, faillerin iddia ettikleri haklarını bizzat kendilerinin alma yoluna başvurarak adliyeye ait bir görevi ifa etmeye kalktıklarını bunun da sosyal kargaşa yaratacağından bahisle(5)  bu tür fillerin ayrı bir suç olarak düzenlenmesinin, iyi bir sosyal eğitim aracı olduğunu ve kişisel adalet dönemine cezai hükümlerle son verildiğini(6) ileri süren bir görüşte bulunmaktadır(7). Öte yandan, bu suç, İtalya Ceza Kanunu örnek alınarak yapılan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda, İtalya Ceza Kanunu’nda da olduğu(8) gibi yer almıştır.

Nihayetinde bu suç, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ayrı ve bağımsız bir suç tipi olarak düzenlenmemiş ve fakat ihkak-ı hak eylemi sonucu kanunun başka maddeleri ihlal ediliyorsa bu maddelerden yargılama yapılması durumu kanun koyucu tarafından düzenlenmiştir. Bu noktada, yapılmış olan düzenlemelerin ihkak-ı hak eylemi sonucu oluşan suçun nev’ini değiştirmediği  –hırsızlık, yağma suçları vb. açısından belirli şartların oluşmasıyla ihkak-ı hak eyleminin cezada indirime sebep olması gibi-, yalnızca cezayı indiren hal olarak düzenlendiği söylenmelidir. Öte yandan yağma suçu bakımından kanun koyucu, “kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit ve cebir kullanması halinde ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesiyle yağma suçunun ihkak-ı hak eylemi sonucu oluştuğu hallerde suçun nev’inin değiştiği bir durumu da düzenlemiştir.

Yukarıda da belirtildiği üzere 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ihkak-ı hak eylemi ayrı ve bağımsız bir suç tipi olarak düzenlenmemiştir. Ancak, Türk Ceza Kanunu madde 144-(1/b) (hırsızlık suçu) ve 159-(1) (dolandırıcılık suçu) hükümleri uyarınca “suçun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi durumunda” verilecek olan cezada indirim uygulanması uygun görülmüştür. Bu halde belirtilmelidir ki, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 308 hükmü “herhangi bir hak iddiasıyla” suç işlenmesini yeterli buluyorken; artık bu düzenlemeden vazgeçilmiş, yalnızca failin bir alacak hakkına dayanarak suç işlemesi verilecek olan cezada indirim sebebi teşkil etmesi için gerekli ve yeterli görülmüştür.

Nitekim yağma suçu bakımından ise, Türk Ceza Kanunu madde 150- (1) hükmü uyarınca “ Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanılması halinde ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır”.  Bir diğer düzenleme ise Türk Ceza Kanunu madde 211-(1) hükmü uyarınca “Bir hukukî ilişkiye dayanan alacağın ispatı amacıyla belgede sahtecilik suçunun iş­len­mesi hâlinde, verilecek ceza, yarısı oranında indi­rilir”, şeklindeki düzenlemedir. Bu hükmün 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş olan tüm belgede sahtecilik suçlarına uygulanabilmesi mümkündür.

Diğer bir açıdan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ihkak-ı hak eylemi bakımından düzenleme getirilmemiş suçlarda bulunmaktadır. Örneğin konut dokunulmazlığını ihlal suçu bakımından ( TCK madde 116) kanun koyucu ihkak-ı hak eylemi sonucu bu suçun işlenmesi durumunda cezada herhangi bir indirim sebebi düzenlememiştir. Bu durumda failin hakkını kendisinin almasına yönelik eylemlerinin ihkak-ı hak suçunu oluşturabileceği akla gelmektedir. Nitekim kişinin sahip olduğu taşınmazdaki zilyetliğini korumak için başvuracağı yollar ihkak-ı hak eyleminin oluşmasına neden olabilecektir. Bu halde örneğin; konutun gerçek sahibi olan kişinin iradesi dışında o konuta bir başkasının girmesi ve konutun gerçek sahibinin onu güç kullanarak çıkarmaya çalışması durumunda kanun koyucunun, konut dokunulmazlığını ihlal suçu bakımından ayrı bir cezayı azaltan hal hususunda düzenleme yapmamasından ötürü, bu halde konut sahibine –her ne kadar hakkaniyete aykırı olduğu düşünülebilecekse de- konut dokunulmazlığını ihlal suçu dolayısıyla ceza verileceği (TCK madde 116) söylenmelidir. Öte yandan, kanun koyucunun ihkak-ı hak eylemi neticesinde doğabilecek diğer suçlardan olan tehdit suçu (TCK madde 106) ve mala zarar verme suçu (TCK madde 151) bakımından da, cezayı azaltan hal hususunda bir düzenleme yapmadığı söylenmelidir.

İHKAK-I HAK SUÇUNUN AYRI VE BAĞIMSIZ BİR SUÇ TİPİ OLARAK DÜZENLENMESİ HUSUSU

İhkak-ı hak suçunun 5237 sayılı TCK ile beraber yalnızca “bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla” işlenebileceği söylenmişti. Buna göre; alacak hakkı dışındaki bir hakkı kendiliğinden almaya yönelik eylemler ihkak-ı hak suçu kapsamında değerlendirilemeyecek, ancak eğer yasada suç olarak düzenlenen başka bir husus doğuyorsa fail, bu suçtan dolayı cezalandırılabilecektir. Diğer yandan 5237 sayılı TCK’nın, ihkak-ı hak eylemi sonucu oluşabilecek tüm suçlar için, o suçun ihkak-ı hak eylemi sonucu işlenmesi hali bakımından düzenleme getirmediği de söylenmişti. Dolayısıyla kişinin kendiliğinden hak alma eylemi sonucu oluşan suçtan dolayı ceza alması her zaman adil olmayacaktır. Nihayetinde failin ihkak-ı hak eylemi neticesinde oluşan bir suç, failin sahip olduğu ya da sahip olduğunu düşündüğü hakkı elde etmek amacıyla işlenmiş olmasına rağmen bu suçun yasa gereğince ağır bir cezayı gerektirdiği hallerde kişinin, bu kadar ağır bir ceza almaması gerektiği düşünülebilecektir. Ayrıca kanunların “suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamayacağından” (TCK madde 2/3) ve zaten kanun yalnızca “hukuki ilişkiye dayanan bir alacağı tahsil amacıyla” ihkak-ı hak suçunun oluşabileceğini kabul ettiğinden, kanunda yer alan bazı suçlar bakımından cezada indirim sağlayan haller de -eğer oluşan suç için ayrı bir oluşan suç bakımından ayrıca bir düzenleme yoksa- uygulanamayacaktır. Belirtilen bu durumun, -failin hakkaniyete uygun yargılanması gerektiğinden- pek de adil gözükmediği söylenebilir. Çünkü fail, suç işlemek amacıyla değil yalnızca sahip olduğu ya da sahip olduğunu düşündüğü bir hakkını elde etmek saikiyle hareket etmektedir. Öte yandan, aşağıda verilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının, ihkak-ı hak suçunun yasada ayrı ve bağımsız bir suç tipi olarak yer alması gerektiğine işaret ettiği söylenebilir.

Yargıtay’ın aşağıda verilen kararı, failin ihkak-ı hak eylemi sonucu oluşan suçun yasada yer alan bir suç düzenlemesinden mi yoksa ihkak-ı hak eylemi suçu düzenlemesinden mi cezalandırılması gerektiği hususunda bir bakış açısı içermektedir. Kendiliğinden hak alma suçunda, iddia edilen hakkın konusunu bizzat konut(9) oluşturabilir. Haliyle failin hakkını almaya yönelik eylemleri konut dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturabilecektir. Bu konuda 765 sayılı TCK dönemindeki bir Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; “kiracısını evden çıkarmak amacıyla eve girerek içerideki nesneleri çıkarıp yerleşmek eylemi, konut dokunulmazlığını bozmak değil, kendiliğinden hak alma suçunu oluşturur.(10)” denilerek iddia olunan hakkın konusunun bir konut olması durumunda bu hakkın istihsaline yönelik fiillerin konut dokunulmazlığını ihlal suçu bakımından önem arz etmeyeceği failin kastının daha önemli olduğu ve bu kasttan dolayı sadece kendiliğinden hak alma suçunun oluşacağı belirtilmiştir.(11) Nitekim ihkak-ı hak suçunun ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmesi gerektiğini savunan yazarlara göre, bu hususta failin suç işlemedeki saikinin önemli olduğu ve salt bu saike göre suçun niteliğinin belirlenebileceği ve sırf bu nedenle dahi bu suç tipinin ayrı olarak düzenlenmesi gerektiği söylenmişti. Dolayısıyla Yargıtay’ın verdiği karardan da anlaşıldığı üzere Yargıtay’ın görüşü de bu yöndedir.

Sonuç olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile birlikte ayrı ve bağımsız bir suç tipi olmaktan çıkarılan ihkak-ı hak suçunun; yasada yer alan bazı suçlar bakımından cezayı azaltan bir hal olarak düzenlenmiş olmasına karşın, ihkak-ı hak eylemine başvurulması sonucu oluşabilecek bazı diğer suçlar bakımından cezayı azaltan ayrı bir hal düzenlenmemiş olması gibi eksiklikler sonucu, Anayasamızca da korunan “failin adil yargılanmayı isteme hakkının” zedelenebileceği söylenebilecektir.

Bilindiği üzere, Anayasamızın 36. maddesinde adil yargılanma hakkı düzenlenmiş ancak adil yargılanmanın tanımı verilerek hangi hallerde adil yargılanmanın sağlandığı ve hangi hallerde ihlal edildiği ve bunun sınırları belirtilmemiş, aksine bundan kaçınılmıştır(12). Bunun nedeni ise, bu konuda bir genelleme yapılamayacağı, her somut olayda ayrıca karar verilmesi gerektiğidir(13). İşte, İhkak-ı hak eylemi sonucu; bir suç oluşuyorsa bile, failin saikinin suç işlemek değil – her somut olaya göre ayrıca değerlendirilmesi gerekmekle birlikte – sahip olduğu ya da sahip olduğunu düşündüğü hakkını almak olduğu açıktır. Dolayısıyla, failin hakkaniyetin gerektirdiği şekilde yargılanması gerektiği akla gelebilecektir. Bir diğer yandan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, malvarlığına karşı işlenen suçlar arasında olup da kendiliğinden hak alma fiillerinin sıkça görülebildiği “Mala Zarar Verme” – “Güveni Kötüye Kullanma” – “Hakkı Olmayan Yere Tecavüz” – “Bedelsiz Senedi Kullanma” gibi suçlarda yukarıda belirtilen bir cezayı azaltan nedene özel olarak yer verilmemesinin de yerinde olmadığı kanaatindeyiz (14).

[1]  Bkz. GÖZÜBÜYÜK Abdullah Pulat, Mukayeseli Türk Ceza Kanunu Açıklaması, Cilt III, 4.Baskı, Ankara, s.510, ÖNDER Ayhan, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler Ders Kitabı, 4. Baskı, İstanbul, 1984, s.362. KANBUR, Mehmet Nihat, Türk Ceza Kanununda Kendiliğinden Hak Alma Suçu (İhkak-ı Hak Cürmü – TCK m.308), Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 2001 (eakademi.org’tan alıntıdır.)

2 GÖZÜBÜYÜK s.510. Yazara göre; kendiliğinden hak almaya yönelik fiiller hiçbir şekilde cebir, şiddet ve tehdit içermezse bu durumda sorun özel hukuk kuralları çerçevesinde çözülecektir. Bkz. s.509. (eakademi.org’tan alıntıdır.)

3  KEMPF’ten aktaran ÖNDER, s.362. (eakademi.org’tan alıntıdır.)

4 SOYASLAN Doğan, İhkak-ı Hak Cürümü, Yargıtay Dergisi, Ekim 1986, C.12, S.4, s.431, EREM Faruk, Ümanist Doktrin Açısından Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayınevi, Ankara 1993, s.1594, EREM Faruk / TOROSLU Nevzat, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler Ders Kitabı, Savaş Yayınevi, 8. baskı, Ankara, 2000, s.209, SAVAŞ Vural / MOLLAMAHMUTOĞLU Sadık, Türk Ceza Kanununun Yorumu, Seçkin Yayınevi, Ankara, 1995, s.2738, SOYASLAN Doğan, Ceza Hukuku Özel Hükümler, 3. Baskı, Savaş Yayınevi, Ankara, 1999, s.493. (eakademi.org’tan alıntıdır.)

5 SOYASLAN, İhkak-ı Hak… s.429. Yazar ayrıca kendiliğinden hak alma suçu hükümlerinin, 765 s. TCK’nin 1926 yılında iktibas edilmesinden bu yana hiç değişmemesinin nedenini, bu hükümlerin ihtiyacı karşılaması ve fonksiyonunu yerine getirmesi olarak kabul etmektedir. Bkz. s.429.  (eakademi.org’tan alıntıdır.)

6 SOYASLAN, Özel Hükümler… s.493, SOYASLAN, İhkak-ı Hak… s.431.  (eakademi.org’tan alıntıdır.)

7 765 s. TCK döneminde, kendiliğinden hak alma fiillerinin ayrı ve bağımsız bir suç tipi olarak düzenlenmesi hakkında lehe ve aleyhe görüş ve eleştiriler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. KANBUR, s.60 vd.  (eakademi.org’tan alıntıdır.)

8 Kanbur, M. N. (2007, Aralık 11). 5237 s. TCK BAKIMINDAN İHKAK-I HAK (KENDİLİĞİNDEN HAK ALMA) NİTELİĞİNDEKİ FİİLLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Ulaşılan url: http://www.eakademi.org/incele.asp?konu=5237%20s.%20TCK%20BAKIMINDAN%20%DDHKAK-I%20HAK%20%28KEND%DDL%DD%D0%DDNDEN%20HAK%20ALMA%29%20N%DDTEL%DD%D0%DDNDEK%DD%20F%DD%DDLLER%DDN%DDN%20DE%D0ERLEND%DDR%DDLMES%DD&kimlik=1197408806&url=makaleler/mnkanbur-1.htm

9Konut kavramı hakkında karşılaştırmalı bilgi için bkz. ÇINAR Ali Rıza, Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçları, Turhan Kitabevi, s.2 vd. (eakademi.org’tan alıntıdır.)

10 YİBK 5.3.1947, 30/13. Karar için bkz. ÇINAR, s.213.   (eakademi.org’tan alıntıdır.)

11 eakademi.org’tan alıntıdır. (Bkz. 5. alıntı)

12 Bkz. Pekcanıtez, Hakan / Atalay, Oğuz / Özekes Muhammet, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Kitabevi, 4. Bası, Ankara, 2016

13 Bkz. Pekcanıtez, Hakan / Atalay, Oğuz / Özekes Muhammet, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Kitabevi, 4. Bası, Ankara, 2016

14 Kanbur, M. N. (2007, Aralık 11). 5237 s. TCK BAKIMINDAN İHKAK-I HAK (KENDİLİĞİNDEN HAK ALMA) NİTELİĞİNDEKİ FİİLLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Ulaşılan url: http://www.eakademi.org/incele.asp?konu=5237%20s.%20TCK%20BAKIMINDAN%20%DDHKAK-I%20HAK%20%28KEND%DDL%DD%D0%DDNDEN%20HAK%20ALMA%29%20N%DDTEL%DD%D0%DDNDEK%DD%20F%DD%DDLLER%DDN%DDN%20DE%D0ERLEND%DDR%DDLMES%DD&kimlik=1197408806&url=makaleler/mnkanbur-1.htm

KAYNAKÇA

Tezcan, Durmuş / Erdem, Mustafa Ruhan / Önok Murat, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Seçkin Kitabevi, 13. Bası, Ankara, 2016

Pekcanıtez, Hakan / Atalay, Oğuz / Özekes Muhammet, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Kitabevi, 4. Bası, Ankara, 2016

Kanbur, M. N. (2007, Aralık 11). 5237 s. TCK BAKIMINDAN İHKAK-I HAK (KENDİLİĞİNDEN HAK ALMA) NİTELİĞİNDEKİ FİİLLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Ulaşılan url: http://www.e-akademi.org/incele.asp?konu=5237%20s.%20TCK%20BAKIMINDAN%20%DDHKAK-I%20HAK%20%28KEND%DDL%DD%D0%DDNDEN%20HAK%20ALMA%29%20N%DDTEL%DD%D0%DDNDEK%DD%20F%DD%DDLLER%DDN%DDN%20DE%D0ERLEND%DDR%DDLMES%DD&kimlik=1197408806&url=makaleler/mnkanbur-1.htm

Duman, İ. H. İHKAKI HAK SUÇU. Ulaşılan url: http://www.ilkerduman.av.tr/makaleoku.aspx?id=557&/MAKALELER/%C4%B0HKAKI%20HAK%20SU%C3%87U

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMIŞ HÜKÜMLERİ. Ulaşılan url: http://www.adlisicil.adalet.gov.tr/pdf/765.pdf

Süpçin, A. Esen, A. ESKİ ve YENİ CEZA KANUNLARINDA KENDİLİĞİNDEN HAK ARAMA SUÇU. Ulaşılan url: http://supcin-esen.com/eski-ve-yeni-turk-ceza-kanununda-kendiliginden-hak-arama-ihkak-i-hak-ve-guveni-kotuye-kullanma-sucu/